HTŞ’nin Cihatçı Geçmişinden Kopması Mümkün mü?

Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ), cihatçı geçmişinden koptuğunu iddia ediyor. Ancak bu değişim, uluslararası tanınma çabası mı yoksa ideolojik bir dönüşüm mü?

Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ), kökleri cihatçı hareketlere dayanan bir örgüt olarak son yıllarda büyük bir dönüşüm süreci geçirdiğini iddia ediyor. Ancak lider Ahmed eş-Şera’nın (eski adıyla Ebu Muhammed el Colani) önderliğinde atılan bu adımlar, uluslararası meşruiyet kazanma çabasının bir parçası mı, yoksa ideolojik bir değişim mi? Bu sorunun yanıtı hala belirsizliğini koruyor.

HTŞ’nin Geçmişi ve Evrimi

HTŞ, ilk yıllarında IŞİD ve El Kaide ile güçlü bağlara sahip bir cihatçı örgüttü. Ancak 2016’dan itibaren bağımsız bir oluşum haline gelen grup, İdlib bölgesinde bir sivil yönetim kurarak “cihatçı” kimliğinden uzaklaşmaya çalıştı. Bu süreçte:

  • Milliyetçi söylemler kullanarak, Beşar Esad rejimine odaklandı.
  • Suriye Kurtuluş Hükümeti (SKH) adlı bir yapı oluşturdu.
  • Daha önceki cihatçı söylemlerinden uzaklaşıp, “istikrar ve yeniden inşa” temasını benimsedi.

Ahmed eş-Şera’nın Çabaları

Eş-Şera, uluslararası toplumun dikkatini çekmek için söylemlerini yumuşattı. İdeolojik olarak daha ılımlı bir çizgide ilerleyen lider, şu adımları attı:

  1. Affedici Yaklaşım: Zorunlu askerlik yapmış Suriye ordusu mensuplarına ve eski Esad yanlılarına yönelik intikam saldırılarını yasakladı.
  2. Tarafsız Dil: İsrail, ABD ve diğer güçlere karşı uzlaşmacı bir dil kullanarak, geleneksel düşmanlıklardan kaçındı.
  3. Halka Yakın İmaj: Kitap fuarlarına katılarak ve halkla buluşarak daha kapsayıcı bir lider imajı çizmeye çalıştı.

İç Gerilimler ve Sertlik Yanlıları

HTŞ’nin dönüşüm çabaları örgüt içindeki radikal unsurlar ve eski müttefikleri arasında rahatsızlık yarattı. Sertlik yanlıları, eş-Şera’yı “ideolojik ödünler vermekle” suçluyor. Özellikle:

  • Kadınlara yönelik dini kısıtlamalar: Ahlak polisi uygulamaları ve karma eğitimin yasaklanması gibi adımlar atılsa da bu, radikal çevreleri tatmin etmedi.
  • İsrail’e karşı sessizlik: İsrail’in Esad sonrası saldırılarına karşı güçlü bir tepki verilmemesi, İslami prensiplere aykırı olarak değerlendirildi.

Uluslararası Meşruiyet Arayışı

HTŞ’nin stratejik hamlelerinin temelinde, örgütün terör örgütü listesinden çıkarılma ve uluslararası tanınma çabası yatıyor. Bununla birlikte:

  • ABD ve AB, HTŞ’yi hala “terör örgütü” olarak sınıflandırıyor.
  • HTŞ’nin daha önceki cihatçı bağları, uluslararası toplum tarafından dikkatle inceleniyor.

Liberal ve Radikal Talepler Arasında Denge

HTŞ’nin en büyük meydan okuması, liberal kesimlerle radikal destekçileri arasında bir denge kurabilmek. Örneğin:

  • Başörtüsü Krizi: Eş-Şera’nın, fotoğraf çektirmek isteyen bir kadından başını örtmesini istemesi, liberal çevrelerde tepki toplarken radikal çevrelerce yetersiz bulundu.
  • Diplomatik Temaslar: Aynı liderin, başı açık İngiliz diplomatlarla bir arada görülmesi, sertlik yanlılarının eleştirilerine yol açtı.

HTŞ’nin Geleceği: İdeolojik Değişim mi, Taktiksel Strateji mi?

HTŞ’nin attığı adımlar, gerçek bir ideolojik dönüşümden ziyade, iktidarını güçlendirmek ve uluslararası tanınırlık kazanmak için hesaplı bir strateji olabilir. Ancak:

  • Radikal çevrelerin baskısı: HTŞ’nin daha muhafazakar bir çizgiye kaymasını zorunlu kılabilir.
  • Liberal kesimlerin desteği: Meşruiyet kazanmak için daha ilerici politikalara devam etmesini gerektirebilir.

HTŞ’nin bu iki baskı arasında nasıl bir yol izleyeceği, Suriye’nin geleceğini ve bölgedeki siyasi dengeleri önemli ölçüde etkileyecektir.

web sitesi uygulama / geliştirme: