Gılgamış Destanı: Yapay Zeka Binlerce Yıllık Bilmeceyi Çözdü
1872 yılında, British Museum‘un sessiz bir odasında, müze çalışanı George Smith, hayatını değiştirecek bir keşfe imza attı. Üzeri kirle kaplanmış bir kil tableti incelerken, Eski çivi yazısında karaya oturmuş bir gemiden ve kara aramaya gönderilen bir kuştan bahsedildiğini fark etti. Tableti temizlettikten sonra Smith, İncil’deki tufan hikayesinin bir prototipini bulduğuna inanarak, “2000 yıldan fazla bir süre unutulduktan sonra bunu okuyan ilk insan benim” diyerek sevincini dile getirdi.
Smith’in Keşfi: Gılgamış Destanı’nın İzinde
Smith, günümüz Irak‘ında kazılan bu tabletin, çok daha uzun bir eserin küçük bir parçası olduğunu fark etti. Bu keşif, işçi sınıfından gelen ve çivi yazısını büyük ölçüde kendi kendine öğrenmiş olan Smith’i ünlü yaptı. Hayatının geri kalanını bu eserin kayıp parçalarını aramaya adayan Smith, 1876’da 36 yaşında son yolculuğunda bir hastalıktan ölmeden önce Orta Doğu‘ya birçok kez seyahat etti.
Yapay Zeka ve Gılgamış Destanı’nın Yeniden İnşası
Smith’in keşfinden bu yana geçen 152 yıl boyunca, Asurolog nesilleri Gılgamış Destanı‘nın eksiksiz bir versiyonunu bir araya getirme arayışını sürdürdü. Destanın parçaları, arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan, müze depolarında bulunan ya da karaborsaya düşen tabletlerle yeniden gün yüzüne çıktı. Ancak destanın yaklaşık %30’u hala kayıp. Bu boşlukları doldurmaya yönelik çalışmalara şimdi Fragmentarium adlı bir yapay zeka projesi de dahil oldu.
Münih Ludwig Maximilian Üniversitesi Asuroloji Enstitüsü’nde profesör olan Enrique Jiménez liderliğindeki ekip, dijitalleştirilmiş tablet parçalarını bir araya getirmek için makine öğrenimini kullanıyor. Yapay zeka, araştırmacıların Gılgamış‘ın yeni bölümlerinin yanı sıra diğer eserlerdeki yüzlerce eksik kelime ve satırı keşfetmelerine yardımcı oldu. Londra Üniversitesi‘nden emeritus profesör Andrew George, “Bu, George Smith’in zamanından beri devam eden şeyin aşırı derecede hızlanmasıdır” diyerek çalışmaları övdü.
Gılgamış Destanı’nın Yeni Keşifleri
2018’den önce sadece 5.000 kadar tablet parçası eşleştirilebilmişti. Ancak Jiménez’in ekibi, son altı yılda 1.500’den fazla tablet parçasını başarıyla eşleştirdi. Bu keşifler arasında, Gılgamış Destanı‘ndan 20 parça ve destanın 100’den fazla satırına ayrıntı katan yeni keşifler de bulunuyor.
Yale Üniversitesi‘nde Asuroloji profesörü olan Benjamin R. Foster, yeni keşfedilen satırlarda Enkidu‘nun Gılgamış‘ı Humbaba‘yı öldürmemesi için ikna etme çabalarına ilişkin ayrıntıların da yer aldığını belirtti.
Tarihe Işık Tutan Günlük Yazıtlar
Gılgamış ve Mezopotamya edebiyatının diğer eserlerinden daha fazlasının hala keşfedilmeyi beklediği düşünülüyor. Müzelerde ve üniversitelerde bulunan tabletlerin çoğu, sıradan görünen satış faturaları, özel mektuplar, okul kitabı alıştırmaları ve antik dünyaya ait diğer gündelik yazılardan oluşuyor. Ancak bu yazılar bile edebi bilgiler sunabilecek potansiyele sahip.
Yapay zeka ile yapılan bu yeni keşifler, Gılgamış Destanı’nın daha geniş bir anlayışını sağlamaya yardımcı oluyor ve tarihsel bilgimize yeni boyutlar katıyor.