Milyonlarca Kişi Sıra Beklerken Diyanet’in Ayrıcalıklı Hac Uygulaması Tartışılıyor
Dev bütçesi ve fahiş harcamaları nedeniyle sık sık eleştirilen Diyanet İşleri Başkanlığı, bu kez hac konusunda uyguladığı ayrıcalıklarla gündeme oturdu. Türkiye genelinde milyonlarca yurttaş, kutsal topraklara gitmek için yıllarca sıra beklerken, Diyanet’in “Mücamele” adı verilen özel vizeyle bazı kişileri kurasız hacca götürmesi büyük tepki topladı. Bu ayrıcalıklı uygulamadan faydalanan yeni isimlerin ortaya çıkması, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın eşi Seher Erbaş, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Huriye Martı’nın eşi Ali İhsan Martı ve Düzce İlahiyat Fakültesi Dekanı İsmail Karagöz gibi isimlerin yanı sıra, Diyanet’in üst düzey yöneticilerinin eşlerinin de “Mücamele” vizesi ile hacca götürüldüğü öğrenildi. Resmi verilere göre, Türkiye’de toplam 2,5 milyon yurttaş hac kurasına katılmayı beklerken, Diyanet’in bu ayrıcalıklı uygulaması büyük tepki çekti.
Üst Düzey Yöneticilere Tahsis Edilen Lüks Odalar
Diyanet kaynaklarından alınan bilgilere göre, Din Hizmetleri Genel Müdürü Şaban Kondi, İnsan Kaynakları Genel Müdürü Akif Pusmaz, Dış İlişkiler Genel Müdürü Mahmut Özdemir ve Rehberlik ve Teftiş Kurulu Başkanlığı ile Özel Kalem Müdürlüğünü birlikte yürüten Hasan Güçlü’nün, eşlerini kuraya sokmadan hacca götürdükleri belirtildi. Bu yöneticilerin, “İrşat ekip üyesi ve denetim ekip başkanı” unvanlarıyla hacca görevlendirildiği, eşleriyle birlikte kendilerine tahsis edilen lüks odalarda bir ay boyunca kaldıkları ifade edildi. Üstelik, kaldıkları her gün için hacılardan alınan ücretlerden harcırah ödemesi yapıldığı da iddialar arasında.
Bazı yöneticilerin, Mekke Din Hizmetleri Ataşeliği’nde konakladıkları, bazılarının ise Diyanet’in Mekke’deki merkezi olan Daru’l-Hadi otelinde kaldıkları aktarıldı. Bu durum, haccın bir ibadet olarak görülmesi gereken bir organizasyonun, bazıları için lüks bir tatile dönüştüğüne dair eleştirileri de beraberinde getirdi.
“Hac, Lüks Tatile Dönüştü”
Diyanet içinden uygulamayı eleştiren kaynaklar, hacılardan alınan ücretlerle en lüks ikramların yapıldığını ve bu ayrıcalıklı kişilerin, halkın emanetini suistimal ettiğini ifade etti. Bir Diyanet yetkilisi, “Hac, bir ibadet olmaktan çıkıp, lüks tatil olarak görülmeye başlandı. Kendi paralarıyla simit almaktan çekinenler, milletin emanetiyle lüksün zirvesini yaşıyor. Bir telefonla en lüks hizmeti alabiliyorlar.” diyerek tepkisini dile getirdi.
Bu uygulamalar, Diyanet İşleri Başkanlığı’na yönelik eleştirilerin dozunu artırdı. Kamuoyunda, Diyanet’in bu tür ayrıcalıklar yerine, hac ibadetinin herkes için eşit şartlarda yapılması gerektiği yönünde güçlü bir talep oluştu.
Kaynak: Birgün /Mustafa Bildircin