Türkiye’nin Uluslararası Yatırım Pozisyonu Eylül’de 318,1 Milyar Dolara Geriledi
Türkiye’nin uluslararası yatırım pozisyonu (UYP) açığı, 2024 Eylül ayında 318,1 milyar dolara gerileyerek, bir önceki ayda kaydedilen 327,1 milyar dolarlık açık seviyesinin altına indi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) yayımladığı Eylül dönemi verileri, hem varlıklar hem de yükümlülüklerdeki artışın bu değişimde etkili olduğunu gösteriyor.
Yurt Dışı Varlıklar ve Yükümlülükler Artış Gösterdi
TCMB’nin verilerine göre, Türkiye’nin yurt dışı varlıkları, 2023 yıl sonuna kıyasla yüzde 6,7 artış göstererek 354,8 milyar dolara ulaştı. Aynı dönemde, yükümlülükler yüzde 3,3 oranında artarak 672,9 milyar dolar seviyesine çıktı. Bu veriler doğrultusunda, Türkiye’nin net uluslararası yatırım pozisyonu (net UYP), eksi 318,6 milyar dolardan eksi 318,1 milyar dolara yükseldi.
Varlıklarda Rezerv Varlıklar ve Banka Mevduatları Öne Çıktı
Varlıkların alt kalemleri incelendiğinde, 2023 yıl sonuna göre şu değişimler dikkat çekiyor:
- Rezerv varlıklar, yüzde 7,9 artışla 152,1 milyar dolara ulaştı.
- Diğer yatırımlar yüzde 4,5 artışla 129,8 milyar dolar oldu.
- Bankaların yabancı para ve Türk Lirası cinsinden efektif ve mevduatları yüzde 7,4 artışla 50 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.
Yükümlülüklerde Doğrudan Yatırımlar ve Portföy Yatırımları
Yükümlülüklerin alt kalemleri ise şu şekilde gelişti:
- Doğrudan yatırımlar (sermaye ve diğer sermaye), piyasa değeri ve döviz kurlarındaki değişimlerin etkisiyle yüzde 1,8 azalarak 190,9 milyar dolar oldu.
- Portföy yatırımları, 2023 yıl sonuna göre yüzde 23,6 artarak 119,1 milyar dolara yükseldi.
Portföy yatırımlarının detaylarına bakıldığında:
- Yurt dışı yerleşiklerin hisse senedi stoku, yüzde 14,2 artışla 33,7 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.
- Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) stoku 15,8 milyar dolar olarak kaydedildi.
- Hazine tahvil stokunda ise yüzde 3,7 artışla 44,1 milyar dolar düzeyi görüldü.
Eylül 2024 dönemi itibarıyla açıklanan bu veriler, Türkiye’nin uluslararası finansal pozisyonunda denge arayışının sürdüğünü gösteriyor. Özellikle varlık ve yükümlülüklerdeki artış oranlarının birbirine yakın olması, net yatırım pozisyonundaki açığın sınırlı ölçüde gerilemesine neden oldu.