Captagon Krizi: Esad ve Hizbullah’ın Büyük Kazançları Ortaya Çıktı

Suriye'den yayılan yasaklı madde Captagon, Esad rejimi ve Hizbullah'a büyük kazançlar sağlıyor. İsrail-Filistin savaşı sonrası kaçakçılık dört kat arttı.

Orta Doğu’daki kaçakçılık ve uyuşturucu trafiği, Suriye ile Ürdün sınırında yaşanan captagon krizini gündeme taşıyor. Captagon, amfetamin benzeri bir uyuşturucu olarak teröristlerden öğrencilere, üst düzey yöneticilere kadar birçok kesim tarafından kullanılıyor. Wall Street Journal (WSJ) tarafından elde edilen veriler, bu yasaklı maddenin, Suriye’deki Esad rejimi ve İran destekli milis grubu Hizbullah‘a büyük kazançlar sağladığını ortaya koyuyor. Özellikle, İsrail-Filistin savaşı sonrası kaçakçılığın dört kat artması, uluslararası endişeleri artırmış durumda.

Esad Rejimi ve Hizbullah Captagon Ticaretinden Büyük Kazanç Sağlıyor

Captagon ticareti, Suriye’nin yıllardır ekonomik yaptırımlar altında ezilmesiyle birlikte, Esad rejimi için önemli bir gelir kaynağı haline geldi. New Lines Institute verilerine göre, bu yasaklı madde pazarı yıllık yaklaşık 5,7 milyar dolar değerinde. 2020-2022 yılları arasında, Esad rejiminin bu ticaretten yıllık ortalama 2,4 milyar dolar gelir elde ettiği tahmin ediliyor. Bu rakam, Suriye’nin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’nın yaklaşık dörtte birine denk geliyor. Captagon ticareti, Esad rejiminin ekonomik yaptırımları bertaraf etmesine yardımcı olurken, Hizbullah gibi milis grupların da gelir kaynaklarını artırıyor.

Captagon Krizinin Uluslararası Boyutları

Yasaklı madde Captagon’un üretiminin büyük bir kısmı Suriye ve Lübnan‘da gerçekleşiyor. Özellikle, Lübnan’daki Bekaa Vadisi, bu uyuşturucunun önemli üretim merkezlerinden biri olarak biliniyor. Captagon, yalnızca Orta Doğu’yu değil, Avrupa ve potansiyel olarak Amerikan pazarlarını da tehdit ediyor. İtalya ve Yunanistan’daki limanlarda ele geçirilen büyük miktarlarda uyuşturucu, Avrupa’da yasa dışı şebekelerin bu pazarda kendilerine yer edinmeye çalıştığını gösteriyor.

İsrail-Filistin Savaşı Kaçakçılığı Artırdı

New Lines Enstitüsü’ne göre, İsrail’in Gazze’ye yönelik askeri operasyonları sonrası Ürdün-Suriye sınırında ele geçirilen captagon miktarı dört kat arttı. Bu artış, savaş sonrası bölgedeki kaos ortamının uyuşturucu kaçakçılığı için bir fırsat yarattığını gösteriyor. Ürdün, bu yasaklı maddenin sınırlarından geçmesini engellemek için ordusunun üçte birini Suriye sınırında konuşlandırdı. Kaçakçılar, uyuşturucuyu kamyonlarda saklayarak veya kadın ve çocukları taşıyıcı olarak kullanarak sınırdan geçirmeye çalışıyor.

Captagon Krizi, Bölgesel İstikrarı Tehdit Ediyor

ABD’li yetkililer, Captagon ticaretinin Orta Doğu’daki bölgesel istikrarı tehdit ettiğini düşünüyor. Özellikle, ABD’nin müttefikleri olan Ürdün ve Suudi Arabistan’da uyuşturucu kaçakçılığı nedeniyle uzun süredir var olan görece istikrarın sarsıldığı belirtiliyor. Suriye’den Ürdün’e yapılan uyuşturucu kaçakçılığı, silah kaçakçılığıyla birlikte ilerliyor ve bu durum, bölgedeki güvenlik kaygılarını artırıyor.

Esad Rejimi Uyuşturucu Üretimini Artırdı

Captagon, 1960’larda Almanya’da bir ilaç markası olarak geliştirildi, ancak daha sonra uyuşturucu olarak yasaklandı. 2011’deki Suriye iç savaşıyla birlikte, ülkenin çeşitli bölgelerinde üretimi yeniden canlandı. Mahir Esad tarafından yönetilen Suriye’nin elit ordusu Dördüncü Zırhlı Tümen, uyuşturucunun üretim ve dağıtımını denetleyen ana güçlerden biri olarak biliniyor. Esad rejimi, ülkenin üzerindeki hakimiyetini yeniden kazanırken, uyuşturucu üretim tesislerine el koyarak ticareti sanayileştirdi.

Hizbullah’ın Rolü ve Kaçakçılığın Yayılması

Hizbullah, Suriye üzerinden başta kristal meth olmak üzere farklı uyuşturucu türlerinin kaçakçılığında da önemli bir rol oynuyor. Ürdünlü yetkililere göre, her yıl 8 milyar ila 10 milyar dolar değerinde uyuşturucu Suriye’den sınırları geçiyor. Bu yasadışı ticaret, Hizbullah‘ın kontrol ettiği bölgelerde faaliyet gösteren kaçakçılar tarafından yürütülüyor ve silahlı gruplara ek gelir sağlıyor. Kaçakçılar, uyuşturucu taşımak için posta güvercinleri gibi yaratıcı yöntemler bile kullanıyorlar.

Avrupa ve Amerika’da Artan Tehdit

Captagon’un erişim alanı genişlemeye devam ediyor. İtalya, Yunanistan, Almanya ve Hollanda’da captagon laboratuvarlarına yönelik baskınlar, uyuşturucunun Avrupa’daki varlığını gösteriyor. Caroline Rose, Captagon’un Avrupa’da kendine bir yer edinmeye başladığını ve potansiyel olarak Amerikan pazarına da girebileceğini belirtti. Bu durum, Avrupa ve ABD’deki güvenlik yetkililerini alarma geçirmiş durumda.

Captagon’un Sağlık Üzerindeki Etkileri ve Geleceği

Captagon, yalnızca ekonomik ve siyasi etkileriyle değil, aynı zamanda sağlık üzerindeki olumsuz etkileriyle de dikkat çekiyor. Amfetamin benzeri özellikleri, bağımlılığı artırıyor ve kullanıcılar arasında ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor. Uzmanlar, bu uyuşturucu ticaretinin durdurulabilmesi için uluslararası iş birliğinin şart olduğunu vurguluyor.

Haber Merkezi tarafından yazılan bu haberi beğendiyseniz bunları da beğenebilirsiniz

web sitesi uygulama / geliştirme: