Ekonomistler Asgari Ücrette Uzlaşamıyor: Alım Gücü Eriyor
Aralık ayında başlayacak 2025 yılı asgari ücret pazarlıkları öncesinde, Türkiye’nin gündeminde yine asgari ücret tartışmaları yer alıyor. Alım gücünün düşmesi ve açlık sınırının altında kalan maaşlar, ekonomi yönetiminin ve halkın ortak sorunu olarak öne çıkıyor. Bu kapsamda, IMF’nin asgari ücret zammı konusundaki görüşleri ve TCMB Başkanı Fatih Karahan’ın ABD’deki sunumu dikkat çekiyor. Peki, ekonomistler bu konuda ne düşünüyor?
Enflasyon ve Asgari Ücret Üzerindeki Baskılar
Türkiye’de enflasyonun yükselmeye devam etmesi, sabit gelirli kesimi doğrudan etkiliyor. Asgari ücretliler, maaş zammı tartışmalarının merkezinde yer alırken, zam oranlarının belirlenmesi ekonominin gidişatını da yakından ilgilendiriyor. IMF, Türkiye’ye yönelik raporunda, asgari ücret artışının yüzde 25 seviyelerinde tutulmasını önerdi. Bu öneri, enflasyonla mücadelede dengelerin korunmasını hedefliyor. TCMB Başkanı Fatih Karahan da IMF’nin önerisine paralel bir açıklama yaparak, benzer bir zam oranını gündeme getirdi.
Ekonomistlerin Farklı Görüşleri: Enflasyon, Alım Gücü ve Vergi Politikaları
İTÜ İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Öner Günçavdı, asgari ücret tartışmalarının erken başladığını ancak bu durumun, uygulanan ekonomi politikalarının yanlış olduğunu vurgulamak için önemli olduğunu belirtti. Günçavdı, IMF ve diğer ekonomik aktörlerin ücret artışlarını sınırlandırma önerisini eleştirerek, yanlış politikaların faturasını halkın ödememesi gerektiğini söyledi.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Batı, 2025 bütçesi çerçevesinde asgari ücretin yüzde 25 ila yüzde 40 arasında bir artış görebileceğini öngörüyor. Batı’ya göre, enflasyon verileri ve kamuoyu baskısı bu oranı yüzde 33-35 aralığına çekebilir.
Yüksek Fiyat Artışları ve Halkın Alım Gücü
Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şişman, TÜİK enflasyon rakamlarının halkın temel harcamalarındaki artışları yansıtmadığını belirtiyor. Özellikle konut, enerji ve eğitim gibi alanlarda fiyat artışlarının TÜİK verilerinden iki kat daha yüksek olduğunu ifade eden Şişman, TCMB’nin yüzde 25 zam öngörüsünü halkın gerçeklerini yansıtmayan bir yaklaşım olarak eleştirdi.
Ekonomist Arda Tunca, asgari ücret zammını baskılamanın yanlış bir politika olduğunu savundu. Tunca’ya göre, enflasyonun gerçek kaynağı talep odaklı değil, ekonomik politikaların sonucu. Bu nedenle, asgari ücretlileri suçlamanın ve yükü onların sırtına yüklemenin yanlış olduğunu belirtti.
Vergi Muafiyetleri ve Asgari Ücretin Vergilendirilmesi
Vergi politikaları da asgari ücret tartışmalarında önemli bir yer tutuyor. Prof. Dr. Murat Batı, gelir vergisi istisnaları nedeniyle 590 milyar liralık bir vergi kaybı yaşandığını belirtti. 2025’te ise bu rakamın artarak 1 trilyon 418 milyar liraya çıkması bekleniyor. Bu kapsamda, asgari ücrette yapılacak zammın yüzde 25 ile yüzde 40 arasında olmasının muhtemel olduğunu ifade etti.
“Etik Olmak” ve Ekonomik Görüşler
TEPAV Makroekonomi Çalışmaları Program Direktörü Dr. Ali Çufadar, asgari ücret artışının yüzde 25’ten fazla olmaması gerektiğini savundu. Çufadar, daha yüksek zamların işsizlik oranlarını artırabileceği ve enflasyonu tetikleyebileceği uyarısında bulundu. Ancak, enflasyon hedeflerinin tutturulması için hükümetin de somut adımlar atması gerektiğini belirtti.
2025’e Dair Beklentiler: Fakirleşme Devam Edecek mi?
Karadeniz Teknik Üniversitesi İktisat Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yakup Küçükkale, asgari ücret zammının yüzde 25 seviyesinde tutulması halinde, halkın fakirleşmeye devam edeceğini öne sürdü. Küçükkale’ye göre, zam oranının yeterli olması için ara zamların da gündeme gelmesi gerekiyor.
Merkez Bankası ve Asgari Ücret Tartışmaları
Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aziz Çelik, Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın asgari ücret zammı konusundaki açıklamalarını eleştirdi. Çelik, asgari ücret belirlemenin Merkez Bankası’nın yetkisi dahilinde olmadığını ve bu konuda yapılan açıklamaların halkı yanıltabileceğini söyledi. Enflasyonun bedelini asgari ücretlilerin ödememesi gerektiğini vurguladı.
Ekonomik Belirsizlik ve Alım Gücü Mücadelesi
Asgari ücret tartışmaları, Türkiye’de ekonomik belirsizliklerin ve enflasyonun etkisi altında şekilleniyor. Ekonomistlerin öngörüleri ve önerileri arasında ciddi farklılıklar bulunurken, 2025 yılı asgari ücret pazarlıklarının nasıl sonuçlanacağı merak konusu. Özellikle IMF ve TCMB’nin öne sürdüğü düşük zam oranları, halkın alım gücünün korunması ve ekonominin dengelenmesi açısından eleştiriliyor.