Reuters Raporu: Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Putin Arasındaki Güç Dengesi
Türkiye’nin BRICS zirvesine NATO üyesi olarak katılan tek ülke olması, uluslararası arenada dikkat çekiyor. Bu bağlamda, Reuters, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rus lider Vladimir Putin arasındaki yakın ilişkiyi mercek altına aldı. Türkiye ve Rusya arasındaki bu karmaşık ilişkiler, tarihsel olarak inişli çıkışlı bir seyir izlerken, her iki liderin de ABD‘nin etkisini reddetmeleri ve çeşitli bölgesel çatışmalarda farklı cephelerde yer almaları dikkat çekiyor.
Erdoğan ve Putin: Karmaşık Bir Ortaklık
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin ile ilişkilerinin “ortak anlayış, karşılıklı güven ve saygıya” dayandığını belirtirken, Putin de Erdoğan’ı “güçlü bir lider” olarak tanımladı. İkili, Güney Kafkasya‘dan Suriye ve Kuzey Afrika’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada askeri çatışmaları etkiledi. Karadeniz‘e kıyısı olan iki ülke, Rusya‘nın Ukrayna‘yı işgalinden bu yana ticaret, turizm ve enerji alanlarındaki işbirliğini genişletmiş olsa da, Türkiye Kiev’e saldırı dronları sağlayarak Moskova’nın müdahalesine karşı çıktı.
Suriye ve Libya‘da Karşıt Cepheler
Her iki ülke de Suriye ve Libya‘daki savaşlarda farklı grupları destekledi. Putin, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad‘ı desteklerken, Erdoğan isyancılara destek verdi. 2020’de İdlib’de 34 Türk askerinin ölümüne neden olan hava saldırısının ardından, iki lider arasında birçok ateşkes anlaşması yapıldı. Türkiye’nin Rus S-400 füze savunma sistemi alması, NATO müttefiklerinin tepkisine yol açtı ve bu durum Ankara-Washington ilişkilerini gerdi.
Enerji İşbirliği ve Ekonomik Destek
Rusya’nın 2022’de Ukrayna’yı işgali, enerji fiyatlarının hızla yükselmesine neden olurken, Türkiye, Rusya’nın en büyük gaz tedarikçisi olması nedeniyle enerji işbirliğini genişletti. Türkiye’nin ekonomik zorluklar yaşadığı bu dönemde, Moskova gaz ithalatına ilişkin ödemeleri 2024 yılına kadar ertelemeyi kabul ederek Ankara’ya ekonomik bir destek sundu. Bu adım, Türkiye’nin döviz rezervlerini korumasına yardımcı oldu ve ekonomik istikrarı sağladı.
BRICS ve Türkiye’nin Çok Yönlü Diplomasi Stratejisi
Türkiye’nin BRICS’e katılma isteği, Batı ile olan bağlarını kesmekten çok, BRICS üyesi ülkelerle ekonomik işbirliğini artırma çabası olarak görülüyor. Türkiye’nin BRICS zirvesine NATO üyesi olarak katılması, Ankara’nın çok yönlü diplomasi stratejisinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Bu strateji, hem Batı hem de Doğu ile dengeli ilişkiler kurmayı hedefliyor.
Türkiye’nin Arabuluculuk Rolü ve Karadeniz Tahıl Girişimi
Erdoğan, hem Kiev hem de Moskova ile yakın ilişkiler kurarak, iki ülke arasındaki barış görüşmelerinde arabuluculuk yapmayı hedefledi. Türkiye’nin Karadeniz Tahıl Girişimi, dünya pazarlarına tarım ürünlerinin güvenli geçişini sağlama çabası olarak öne çıktı. Birleşmiş Milletler, Erdoğan’ın bu girişimdeki rolünü övdü. Ancak, Putin, Ukrayna tahılının sevkiyatıyla ilgili sorunları gerekçe göstererek 2023’te anlaşmadan çekildi.
Rusya ve Türkiye Arasındaki Gerilimler ve Yaptırımlar
Ankara, Batı’nın Rusya’ya yönelik yaptırımlarına karşı çıktı ve Rus turistlere ve yatırımcılara kapılarını açtı. Özellikle, Ruslar Türkiye’de gayrimenkul satın alan en büyük yabancı grup haline geldi. Ancak, Türkiye’nin bazı ürünlerinin Rusya’nın Ukrayna’daki savaşında kullanıldığı iddiaları, Avrupa ülkelerinin bazı Türk kuruluşlarına yaptırım uygulamasına neden oldu. Ankara ise bu iddiaları reddetti.
Türkiye‘nin Karadeniz’deki Stratejik Konumu
Türkiye, Karadeniz‘deki boğazları kontrol ederek, Rusya ve Ukrayna arasındaki dengeleri korumada önemli bir rol oynuyor. NATO üyesi olarak Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerdeki denge politikası, bölgedeki güç dengelerini etkileyen unsurların başında geliyor. Türkiye’nin gelecekteki diplomatik ve ekonomik hamleleri, hem bölgesel hem de küresel ölçekte dikkatle izleniyor.