Bebeklerin Ölümüne Gülerek Karar Verdiler: “Bırak Ölsün, Fişi Çekeceğim”

Allah belanızı versin!!! İstanbul’da 12 bebeğin ölümüne neden olan "yenidoğan çetesi" soruşturmasında korkunç diyaloglar ortaya çıktı. Ölümlere kahkaha atarak karar vermişler!

İstanbul’da 12 bebeğin ölümüne neden olan “yenidoğan çetesi” soruşturmasında kan donduran detaylar ortaya çıktı. İddianamede yer alan tape kayıtları, bebeklerin ölümüne kasıtlı olarak göz yumulduğunu ve bu süreçte çete üyelerinin korkunç diyaloglar yaşadığını gösteriyor. Çete, bebekleri önceden anlaşma sağladıkları hastanelere sevk ederek haksız kazanç elde ederken, bebeklerin yaşamlarına son verildiği konuşmalar iddianameye yansıdı.

Şok Edici İddianame: 197 Suç Eylemi

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 1399 sayfalık iddianame, 22’si tutuklu 47 şüphelinin 197 suç eylemi işlediğini ortaya koyuyor. İddianamede, çete üyelerinin bebeklerin ölümünü nasıl planladığına dair konuşmalar yer alıyor. Bu konuşmalarda, hastanede bebeklerin yaşam mücadelesine kayıtsız kalan şüpheliler, bebeklerin ölümüne gülerken birbirleriyle korkunç diyaloglar kurmuşlar.

Bebek Ölümlerine Göz Yuman Konuşmalar

İddianamede yer alan bir konuşmada, şüpheli Hakan Doğukan Taşçı ve bir hastane çalışanının bebek ölümleriyle ilgili şu ifadeleri kan donduruyor:

“Hakan Doğukan Taşçı: Kanka bir tane bebek ölecekti, girip CPR yapar mısın? Şüpheli Hüseyin Günerhan: Bırak bebek ölsün ki rahat şikayet edek.”

Başka bir konuşmada ise bir bebeğin ölüm sürecinin planlandığı şu diyaloglar dikkat çekti: “Hakan Doğukan Taşçı: Hoca dedi ki kayarsa tüpünü çek, yaşamaz bu.”

Çete Üyelerinin Gülüşmeleri

Bebeklerin ölüm anını soğukkanlılıkla izleyen çete üyelerinin korkunç diyalogları iddianameye girdi. Şüphelilerden Fırat Sarı ve Bahar Kanık arasındaki konuşmalar şok edici: “Bahar Kanık: Gelmezseniz fişi çekeceğim. Fırat Sarı: Hahaha çek fişi.”

Bu konuşmalar, bebeklerin ölümüne göz yuman çetenin, vicdansızca gülüşmelerle ölüm kararları verdiğini gösteriyor.

Denetimler ve Sahte Belgeler

Şüpheliler arasında geçen başka bir konuşmada ise sahte belgelerle nasıl denetimlerden kurtuldukları ortaya çıktı. Bir hastanede yapılan denetim sonrası şu konuşma dikkat çekti: “A.K: Üç koli dosya vardı, iyi ki fark etmediler.”

Bu ifadeler, çetenin sadece bebeklerin yaşamına kastetmekle kalmayıp, sahte belgelerle suçlarını örtbas etmeye çalıştığını gösteriyor.

Fırat Sarı’nın Kaçış Planları

İddianamede, çetenin liderlerinden olduğu iddia edilen Fırat Sarı‘nın, hakkında açılan soruşturmalardan haberdar olduğu ve kaçış planları yaptığına dair konuşmalar da yer alıyor. Hakan Doğukan Taşçı’nın şu sözleri, örgütün ne kadar organize olduğunu gözler önüne seriyor: “Hakan Doğukan Taşçı: Fırat hocayı örgütlü suç işlemekten yargılayacaklar, ben onun kaç tane dosyasını Emniyet’ten topladım.”

İddianamede, bir hastaneye yapılan denetimin ardından bir şüpheli ve hastane çalışanının konuşması şu şekilde yer aldı:

“A.K: Denetim geldi mi sana da diyecektim.

Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Geldi. Bu çocuk entübe gözüküyor sistemde.

“ÜÇ KOLİ DOSYA VARDI İYİ Kİ FARK ETMEDİLER”

A.K: Benim burada üç koli dosya vardı, iyi ki onları fark etmediler.

“HAYATIMDA BÖYLE DENETİME GİRMEDİM”

Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Bu normal değil. Ben on beş yıldır çalışıyorum. Hayatımda böyle bir denetime girmedim. Cezalık bir şey değil. Ceza kesmek istediğinde gelir iki tane şeye bakar cezasını keser, parasını alır, çıkar gider.

A.K: Doğukan sence sadece Fırat Hoca’nın işletmelerine mi yapıldı?

Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Sanmıyorum. Fırat Hoca bu kadar önemli bir insan değil. İstanbul’da bu kadar koordineli bir iş yapmazlar.”

Bebek bir hastanın durumuyla ilgili örgüt elebaşı olduğu değerlendirilen şüpheliler Fırat Sarı ve İlker Gönen’in konuşmalarıysa iddianamede şu şekilde yer buldu:

“Şüpheli İlker Gönen: Şimdi Serenay beni aradı. Sabah beş buçukta diyalize giren var ya, o ölecek ben diyalizi yandan takmak zorunda kaldım. İlk çalıştı sonra çalışmayı durdurdu.

Şüpheli Fırat Sarı: Durdu ha.

“ÖLECEK ZATEN…”

Şüpheli İlker Gönen: Ölecek zaten çocuk. Beş buçukta damar yolu gitmiş, Serenay damar yolu için gelmiş. Satılmış niye geliyorsun diye kızmış.”

İddianamede, hayatını kaybeden bir bebekle ilgili Hemşire Çağla Durmuş ve Dr. İlker Gönen’in konuşmaları da yer aldı. Konuşmalar şöyle:

“Şüpheli Çağla Durmuş: Hocam Karakoç ex. Şu anda şey, kalp tepe atılması seksen, satürasyonu otuz ama o seksen de adrenalinle yani.

Şüpheli İlker Gönen: Adrenalinle, tamam yapacak bir şey yok.

Şüpheli Çağla Durmuş: Aynen öyle ölüm morlukları falan da oluştu.

Şüpheli İlker Gönen: Tamam.

Şüpheli Çağla Durmuş: Aileye de kötüleşti diye haber verdik şimdi şu adrenalin etkisi geçene kadar kapattım kuvözün entübe… Makinada birazdan ex kabul ederiz yani.

Şüpheli İlker Gönen: Hahaha, neyse bir şey diyecektim de…

Şüpheli İlker Gönen: Aspirasyondan mı öldü yani?

Şüpheli Çağla Durmuş: Yani, ya zaten rengi falan iyi değildi, onun öleceği belliydi ama şey yani aspire etmiş.

“SABAH GÖRDÜK HAYVAN GİBİ AĞLIYOR”

Şüpheli İlker Gönen: Sabah gördük hayvan gibi ağlıyo, tamam rengi kötüydü ama.

Şüpheli Çağla Durmuş: Onun bir o süreci kaybetmişiz yani biz, dönebilme sürecini.

Şüpheli İlker Gönen: Uff tamam, yapacak bir şey yok yani.

Şüpheli İlker Gönen: Hah yani neyse Dursun abiyi gönderme. Aile gelene kadar tamam mı?

“BEN DOSYADA KÖTÜLEŞİP ENTÜBE OLMUŞ GİBİ GÖSTEREYİM”

Şüpheli Çağla Durmuş: Hı hı tamam. Ben dosyada kötüleşip entübe olmuş gibi göstereyim.

Şüpheli İlker Gönen: Tamam.”

Bebeğin babasının şüpheli ölüm şikayeti üzerine ise şüpheliler arasında şu konuşma geçti:

Şüpheli İlker Gönen: O tedaviler IV görünsün ha. Oral görülmesin.

Şüpheli Çağla Durmuş: Tamam tamam.

Şüpheli İlker Gönen: Şöyle, Fırat abiyi aradım meşgul. Şöyle diyeceksin, böyle böyle kötüleşti, işte ondan sonra entübe ettik, solunumuna baktık kalbi düştü. Müdahalesini yaptık ıvır zıvır. Dursun abiyle ağzın bir olsun yani.

İddianamede, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden bebekle ilgili üç şüphelinin konuşmaları da yer aldı:

“BEN GELİNCEYE KADAR YAŞASIN”

Şüpheli Bahar Kanık: Hocam kalbi, Halime’nin kalbi yokmuş, cpr yapalım mı?

Şüpheli Fırat Sarı: Cpr bir iki tane dokunun, dönerse döndü. Dönerse biraz daha yaşasın ben gelinceye kadar.

Şüpheli Bahar Kanık: Valla siz gelinceye kadar… Kusura bakmayın.

Şüpheli Fırat Sarı: Ölmesin ha.

“GELMEZSENİZ SARIKAYA’NIN DA FİŞİNİ ÇEKECEĞİM”

Bahar Kanık: Sarıkaya’nın da valla fişini çekecem gelmezseniz.

“HAHA ÇEKİCEM FİŞİ HAHA”

Şüpheli Fırat Sarı: Nasıl?Haha dedemin fişi.

Şüpheli Bahar Kanık: Haha çekicem fişi haha.

Şüpheli Fırat Sarı: Ölen mi oldu Ecem?

Şüpheli Ecem Koç: Başımız sağ olsun hocam Halime.

“ÖLDÜ MÜ GERÇEKTEN?”

Şüpheli Fırat Sarı: Öldü mü gerçekten?

Şüpheli Ecem Koç: Öldü hocam, cpr’ını yaptık, adrenalini yaptık. Cpr’la da adrenalinle de dönmedi. Adrenalin kalbi geldi bir kendi kendine gitti. Zaten cpr’a da yanıt vermedi.

Şüpheli Fırat Sarı: Tamam. Yarım saat, kırk dakikaya oradayım geliyorum.

Şüpheli Ecem Koç: Ha geliyorsunuz, tamam hocam biz şu an ellemiyoruz makinaya bağlı.

Şüpheli Fırat Sarı: Ellemeyin, bilgi de vermeyin, orada dursun.

Şüpheli Ecem Koç: Aynen aynen açık duruyor her şey monitörde açık… Hiçbir şey yapmıyoruz.

“BIRAK BEBEK ÖLSÜN”

İddianamede, bebek bir hastaya müdahale edilmediğiyle ilgili konuşmalar ise şöyle sıralandı:

Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Kanka hasta kötüydü de bir tane bebek ölüyordu diyecektim. Gizlice girip iki dakika cpr yap çocuğa diyecektim de…

Şüpheli Hüseyin Günerhan: Nerede?

Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Güneyde.

Şüpheli Hüseyin Güneyhan: Güneyden bize ne? Bırak bebek ölsün ki rahat şikayet edek…

“TÜPÜNÜ ÇEK, YAŞAMAZ BU”

Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Hoca demiş ki kayarsa tüpünü çek demiş, yaşamaz bu demiş.

İddianamede, bir kişinin çalıştığı hastaneyi CİMER’e şikayet etmesiyle ilgili şüpheliyle arasında geçen konuşmalar da yer aldı:

O.Ö: Şey gitmiş tabi bizim avukat …. Halil anlaşma olmamış. Tabii ben de şimdi mahkeme sürecine de giriyoruz SABİM’e, CİMER’e dayiyim, döşiyim diyorum.

Şüpheli Hüseyin Günerhan: Daya döşe kanka.

O.Ö: Nasıl bir şey yazayım?

Şüpheli Hüseyin Günerhan: Kanka şey yaz, usulsüz hasta alımlarını yaz 112’den.

O.Ö: Nasıl oluyor?

Şüpheli Hüseyin Günerhan: 112 ayağı olmadan hasta kabul ediyorlar de, protokolsüz hasta kabul ediyorlar diye yaz ondan sonra.

O.Ö: Mert olayı mı?

Şüpheli Hüseyin Günerhan: Hıhı Mert olayı kanka.

O.Ö: İsmini bile veririm de senin arkadaşın olduğuna dua etsin o.

Şüpheli Hüseyin Günerhan: İsmini de ver, benim umurumda değil o.

Şüpheli Hüseyin Günerhan: Kanka bunu yaz, ondan sonra erişkindeki dosya mosyaları yazabilirsin usulsüz diye.

O.Ö: Hasta çarşafları mı?

Şüpheli Hüseyin Günerhan: Hıhı hasta basamaklarını şişiriyorlar, usulsüzlükler, çarşafları şişiriyorlar dersin. Eks bekletiyorlar, yatışını uzatıyorlar hastaların diyebilirsin.

O.Ö: Aynen aynen bunları yazayım.

İddianamede, hastanede tedavi gören 6 aylık bebeğin ölümüyle ilgili iki şüphelinin konuşmasına şu şekilde yer verildi:

Şüpheli Tuğçe Toptemel: Besledikten sonra bebek kötüleşti. Ben başına gittim sonra Gizem geldi, sonra bebek kusmaya başladı, acaba aspire mi etmiş olabilir, bir akciğerine falan baksa mıydınız hani aspire etmiş olabilir mi?

Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Yani aspire etmiş olabilir de bu çocuk büyük çocuk prematüre değil ki.

“ÇOCUK KASKATI BUZ KESMİŞ, BUNUN AÇIKLAMASINI YAPAMAM”

Şüpheli Tuğçe Toptemel: Bayağı bir kustu.

Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Prematüre değil ki hemen ölsün çocuk yani orada bir yarım saatlik can çekişmesi lazım o çocuğun, yani ben bunun açıklamasını yapamam, çocuk ölü anladın mı yani çocuk ölmüş ve bu çocuk rahat 2-3 saat önce ölmüş, çocuk kaskatı buz kesmiş.

“KİMBİLİR NE ZAMAN ÖLDÜ, BEN AİLESİNE NE DİYECEĞİM”

Şüpgeli Tuğçe Toptemel: Neyden ölü?

Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Yani bu çocuk böyle anlık bir şey değil, bu çocuğa cpr bile yapılmaz, bu çocuk kim bilir ne zaman öldü, ya bir anomalisi yok, kalp anomalisi yok bir şeyi yok, genetik bir hastalığı yok, normal altı aylık çocuk, ben ailesine ne diyeceğim?

Şüpheli Tuğçe Toptemel: Desetüre hiç olmadı biz bakımındaydık hiç olmadı, kameraları izle istersen hiç olmadı çünkü gözüme bir de büyük bebek ya bir de siyahi, siyah bir bebek olduğu için gözüm hep ondaydı, acaba morarırsa görmeyiz diye.

“ÇOCUĞUN DUDAKLARI MOSMOR, AİLE YABANCI ORTALIĞI AYAĞA KALDIRACAKLAR”

Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Ya Tuğçe birazcık morarsa anlaşılmaz da çocuğun dudakları mosmor. Yani ben bunu daha nasıl hocaya ne diyeceğim, hoca gönderdi dün çocuğu, ailesine ne diyecem, aile zaten yabancı ortalığı ayağa kaldıracak, ortalığı yıkacaklar hastaneyi zaten büyük çocuk, almam bile yasak onu oraya.”

“FIRAT HOCA’NIN KAÇ TANE DOSYASINI EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TOPLADIM”

İddianamede, şüpheli Fırat Sarı’yla ilgili soruşturma olduğuna dair ise şu konuşmalar yer aldı:

Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Hocam şimdi bu denetim Sağlık Bakanlığı falan fasa fiso, benim korktuğum şey bu değil, Fırat hocayı örgütlü suç işlemekten yargılayacaklar, adamlar dava açmış, ben Fırat hocanın kaç tane emniyet müdürlüğünden dosyasını topladım.

Şüpheli Şeyhmus Çelik: Ne örgütü ya, ne örgütü ya?

Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Hocam, adamlar sen yalandan sahte yani tedavi yapıyorsun, doktor koymuyor dosyalarda oynama yapıyor, hocam bizim telefonlarımız bile dinleniyor olabilir, bunları kimseye hoca söylettirmiyor bana.

“TELEFON DİNLENEBİLİR”

Şüpheli Şeyhmus Çelik: Telefon dinlenebilir, doğrudur.

Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Hocam dinleniyor, biz Whatsapp’tan konuşuyoruz Fırat hocayla hep, anladın.

Şüpheli Şeyhmus Çelik: Valla doğrudur, Whatsapp’tan konuşmak lazım, dinlenir doğrudur e yazdığın zaten.”

Haber Merkezi tarafından yazılan bu haberi beğendiyseniz bunları da beğenebilirsiniz

web sitesi uygulama / geliştirme: