Sedat Peker: “Türkiye’de Afgan ve Suriyeli Suç Kartelleri Oluşacak”
Sedat Peker, uzun süredir sessizliğini koruduktan sonra, Sözcü Gazetesi’nden Saygı Öztürk’e konuştu. Peker, Türkiye’nin geleceğine yönelik ciddi uyarılarda bulundu ve organize suç yapıları hakkında çarpıcı değerlendirmeler yaptı. Türkiye’nin Meksika ve Kolombiya gibi bir sürece girdiğini belirten Peker, önümüzdeki yıllarda Afgan ve Suriyeli suç kartellerinin Türk gruplarını piyasadan silmesinin büyük bir tehlike olduğunu söyledi.
Her Dönemin Kendine Ait Bir Dokusu Var
Peker, her dönemin kendine ait bir dokusu olduğunu belirterek Türkiye’de yaşananları analiz etti. Türkiye’deki sosyoekonomik sorunlara dikkat çeken Peker, bu durumun özellikle yoksul çocuklar üzerinde büyük etkisi olduğunu ifade etti. Peker, gökdelenlerin yanındaki gecekondularda yaşayan çocukların yaşadığı aşağılanma hissinin, onları kolay yoldan para kazanma yollarına ittiğini anlattı.
“Bir çocuk düşünün,” diyor Peker, “Ailesinin maddi durumu kötü, babası ya ölmüş ya cezaevine girmiş ya da ayrılmış. Annesi temizlik yaparak geçimini sağlamaya çalışıyor, o çocuk da gecekonduya sıkışıp kalmış, hemen yanındaki gökdelenlerde zengin insanlar yaşıyor. Annesi o gökdelenlerde çalışıyor ve belki de kötü muamele görüyor. Bu çocuk bir gün annesini kurtarmak istiyor ve eline geçen ilk kolay parayla kendine bir araba alıyor. Etrafına bakıyor, yaşıtlarının daha iyisine sahip olduğunu görüyor ve onların arasına karışmak istiyor. Önce biraz para kazanıyor, sonra belki de kısa bir süre cezaevinde yatıyor ama sonunda elindeki parayla daha iyi bir hayat kurmaya başlıyor.”
Peker’e göre, bu süreç sadece Türkiye’ye özgü değil. Aynı durum Brezilya, Meksika ve Kolombiya gibi ülkelerde de yaşandı. Bu ülkelerde büyük suç ailelerinin gücü zamanla genç ve hırslı yeni yapılar tarafından ele geçirildi. Türkiye’nin de bu yolda ilerlediğini söyleyen Peker, bu tehlikeye karşı önlem alınmazsa benzer kartel yapıların oluşacağını ifade etti.
Türkiye’de Afgan ve Suriyeli Suç Kartelleri Geliyor
Peker, özellikle Afgan ve Suriyeli suç gruplarının giderek güçlendiğini ve bu grupların Türk suç örgütlerini piyasadan silme potansiyeline sahip olduğunu belirtti. Peker, “Kriminal gruplarda, 6-7 yıl sonra Afgan ve Suriyeliler, Türk gruplarının ciddi bir bölümünü piyasadan silecektir. Bu çok büyük bir tehlike. Türkiye, Brezilya ve Meksika’da yaşanan benzer olaylarla karşı karşıya kalacak. Devletin bu konuda acilen önlem alması gerekiyor,” diyerek uyarıda bulundu.
Peker, devletten ayrılan ya da mecburi hizmetini tamamlayıp istifa eden genç subay ve polislerin bu yeni yapılar içinde yer alabileceğini öne sürdü. Bu kişilerin devlet içindeki çalışma sistemlerini iyi bildikleri için, yakalanmalarının da çok zor olacağını belirtti. Peker, bu tip grupların oluşmasının Türkiye’de PKK’nın verdiği zarardan bile daha büyük bir tehlike oluşturabileceğini ifade etti.
“Bir kartel oluşursa, PKK’nın 40 yılda verdiği şehit sayısından daha fazlası, bu kartel savaşlarında bir yıl içinde ölebilir,” diyen Peker, Türkiye’ye böyle bir tehlikenin geldiğini öngörüyor. Peker’e göre, bu kartellerin güçlenmesiyle birlikte genç grupların da bu yapılara dahil olması kaçınılmaz hale gelecek.
Metamfetamin Tehlikesi
Peker, Türkiye’de uyuşturucu üretiminin de giderek arttığına dikkat çekti. Özellikle metamfetamin (MET) adlı uyuşturucunun ülkemizde üretilmeye başlandığını belirten Peker, bu durumun çok ciddi bir tehlike oluşturduğunu vurguladı. Peker, metamfetamin üretiminin eroin gibi geniş alanlara ihtiyaç duymadığını, 60 metrekarelik bir dairede bile bu uyuşturucunun üretilebileceğini belirtti.
Peker, “Önceden bu uyuşturucu İran’dan ya da Uzak Doğu Asya’dan geliyordu, ancak şimdi Türkiye’de üretilmeye başlandı. Bu da maliyetlerin düşmesine ve daha fazla yayılmasına neden oluyor,” diyerek bu durumun ülke genelindeki etkilerini dile getirdi.
Suriyeli ve Afganlı Grupların Yükselişi
Peker ayrıca, Suriyeli ve Afgan grupların uyuşturucu ticareti ve altın kaçakçılığında önemli bir güç kazandığını iddia etti. Bu grupların, Kapalıçarşı gibi yerlerde altın kaçakçılığında büyük bir paya sahip olduklarını belirten Peker, “Suriyeliler ve Afganlar, Türkiye’de torbacı olarak başladılar, ancak şimdi bu işin büyük patronları haline geldiler. Uyuşturucu ticaretinde olduğu gibi, altın kaçakçılığı alanında da kontrolü ele geçirdiler,” dedi.
Peker, Türk gruplarının polis tarafından daha kolay yakalandığını, ancak Suriyeli grupların kendi içlerine kapalı oldukları için polisin bu yapılarla mücadelede zorlandığını ifade etti. Suriyeli grupların, yurt dışına kara para gönderme sistemlerini de ele geçirdiğini belirten Peker, bu durumun ciddi bir tehlike oluşturduğunu söyledi.
“6-7 yıl sonra, Afgan ve Suriyeliler Türk gruplarının büyük bir kısmını piyasadan silecek,” diyen Peker, bu sürecin önlenememesi durumunda Türkiye’nin büyük bir kriminal tehditle karşı karşıya kalacağını ifade etti.
Köfteci Yusuf Olayı
Peker ayrıca, kendisinin adıyla anılan Köfteci Yusuf olayına da değindi. Peker, “Ben bu dosyanın sanığı değilim. Köfteci Yusuf’la şahsen bir tanışıklığım yok. Olay tamamen Süleyman Soylu ile aramızda yaşanan bir durumla ilgilidir. Yusuf Akkaş’a yönelik kumpas iddiaları beni ilgilendiren bir konu değil,” diyerek bu konuda hakkındaki iddiaları reddetti. Peker, “Ben köftesini bile yemedim,” diyerek bu konuda haksız yere zan altında bırakıldığını ifade etti.
Hukuki Durumu
Sedat Peker, hakkında çıkarılan Kırmızı Bülten ile Interpol tarafından arandığını kabul etse de hukuki açıdan rahat olduğunu söyledi. Türkiye’ye döndüğünde hakkında uzun sürecek bir suçlama olmadığını belirten Peker, Süleyman Soylu ile yaşadığı sorun nedeniyle hakkında davalar açıldığını ifade etti. “Şu an için Türkiye’ye dönmeyi düşünmüyorum,” diyen Peker, kendisine yönelik suçlamaların siyasi olduğunu öne sürdü.
Yurtdışındaki Hayatı
Sedat Peker, şu an Birleşik Arap Emirlikleri‘nde yaşıyor ve günlerini kitap okuyarak geçiriyor. Uluslararası İlişkiler bölümünde üniversite eğitimi aldığını ve önümüzdeki yıl mezun olacağını belirten Peker, “Günlerim kitap okuyarak ve spor yaparak geçiyor. Özellikle seyyahların yazdığı kitapları çok severim,” dedi. Peker, Dubai’de huzurlu bir yaşam sürdüğünü ve oradaki yasal düzenin caydırıcı olduğuna dikkat çekti.