Bu Hafta Madi Terzi’nin Ölçüsünü Aldığı İsimler: Pelin Karahan, Çağla Şıkel, Gonca Vuslateri
Pelin Karahan, Çağla Şıkel ve Gonca Vuslateri, Madi Terzi’nin eleştirilerinden kaçamadı. Ünlülerin moda seçimlerini değerlendiren Terzi, bu hafta da iddialı yorumlarıyla dikkat çekiyor.
PELİN KARAHAN
Kişisel gelişim mottolarınızı sakince yere bırakın… Çünkü belli ki konu sadece inanmakla ilgili değil!
Pelin Karahan yakın zamanda formunun zirvesine ulaşmış veteran güzellerimizden… İki çocuk annesi bir kadın olarak lolita görünümünün tadını çıkarması gayet anlaşılır. Güzel ve yetenekli bir insanın kendini görünür kılması da öyle… Peki 90’lı yıllarda bile alay konusu olan saç modeli ve vinleks derilerle bir davete katılması? İnsan bir neden sonuç ilişkisi kurmak istiyor. Makyajından çizmesine kadar, her şeyiyle düşük prodüksiyonlu korku filmi figüranı gibi olmuş. Resmen styling faciası!
Sanırım ünlülerimiz dress code verilen davetlerde belirtilen içeriğe akredite ‘kostüm’ giymeleri gerektiğini düşünüyorlar. Yoksa insanın rock’n roll dendiğinde ilk aklına gelen vasat derilere dolanıp, lameler ve gümüşlere bulanması çok saçma. Kombinindeki ehven-i şer kontenjanından tek kabul edilebilir parça payet eteği olmuş. Doğru stylingle kurtarılabilirdi belki ama… I ıh! Etek de kolları lame file detaylı biker mont sayesinde gümlemiş. Çantası mı daha büyük hayal kırıklığı, çantasını göstermek için verdiği poz mu ondan tam emin olamadım. Pelin Hanım porselen biblo gibi yüzüne yapılan nefis makyajını bile lame ışıltılara kurban etmiş.
Şahsen Pelin Karahan kadar güzel ve yetenekli kadınların kesinlikle stilleri konusunda umursamaz olduğunu düşünüyorum. Kariyerinin seyri, duruşu ve tavrı düşünüldüğünde bu tip kombinleri tercih etmesi düşünülemez, düşünülmesi teklif dahi edilemez! Pelin Hanım’ın usta bir heykeltraş elinden çıkmış gibi kusursuz güzelliğini “Rakçı Serpil” stiliyle ziyan etmediği stylinglerde görmeyi diliyoruz.
ÇAĞLA ŞIKEL
Kendini yinelemeden yenileyen kadınlara Çağla Şıkel üzerinden koca bir alkış! Güzelliğine güvenip sınırları zorlayanların da sırtına küçük bir ‘sakin ol şampiyon’ pat patı!
Şimdi kalkıp Çağla Şıkel’in fiziksel özellikleri üzerinden kombinini değerlendirmek nereden bakarsanız bakın aymazlık olur. O yüzden hanımefendinin belli ki giydiğinde aşırı eğlendiği, ama o gepiyer korse olmasa daha cool olacağı kıyafet tercihine odaklanıyoruz…
Bacak boyunun torpiliyle bir siyah kuğuya döndüğü balık kesim strapless elbisesi çok başarılı. Kusursuz işçilik kusursuz bedenle buluştuğunda, bir davet stylingi sanat eserine evriliyor. Buraya kadar her şey yolunda da o korse gepiyer arası detayla katmaya çalıştığı havanın, olayı 7.sınıf öğrencisi el işi ödevine çevirmesi talihsiz olmuş. O pastel renklerden oluşan anlamsızlığı tamamlaması amaçlanan küpeler de kombine ait görünmüyor. Elbiseye sadece kuyruk olarak katılsa efsaneleşecek olan detay, yersiz bir ısrarla göğüs kesimini de tarumar etmiş. Balen altından başlayıp sadece beli kavrasa yine olurdu ama varsayımlarla hareket edemiyoruz malum.
Çağla Hanım’ın yeni saç kesimi şahane, makyajı kusursuz, giydiğini vücut diliyle ifade ediş şekline sadece hayran olabiliriz. Ama güzelliğine bu kadar güvenip aldığı riskleri gözden geçirmesinde fayda var. Zira kendisinden beklentimiz çok yüksek. Fiziksel avantajını dezavantaja çevirme ihtimali olduğunu eminiz ki kendisi de en az bizim kadar biliyordur. Bedeni yanlış kesimlerle bölen parçalar gözü hatalı bir illüzyona maruz bırakabiliyor. Umarız Çağla Hanım kusursuz güzelliğini kombinlerinin hatalarını kamufle etmek için daha fazla heba etmez.
GONCA VUSLATERİ
Prenses de olsanız her masalın kahramanı siz olamazsınız. Hem belki artık prenses değil, kraliçeliğe oynamalısınızdır? Aristokrasiyi şok etmeyelim, aristokratlar şoka girmeyelim. *Kamu STOPU; aristokratları durdurun.
Gonca Vuslateri kariyerinin başlarından itibaren hep dikkat çeken, olur da sevmiyor olsanız bile kayıtsız kalamadığınız bir yetenek olarak dikkatleri üzerinde topladı. Anneliğin de çok yakıştığı Gonca Hanım, asi ve cool havasından bir şey kaybetmeden bizleri peşinde sürüklemeye devam ediyor… Ediyordu… Edebilir hala… Herhalde eder… Böyle düşünüp kendimizi teskin etmeye çalışıyoruz. Çünkü yakın zaman stiliyle tansiyonlarımızı tavan, nabzımızı taban yapıp canımıza kastediyor!
Bir insan şeklinin güzel sanatlar akademisinde kusursuz örnek olarak kullanılacağı gözlere sahip olur da, o gözlere esnaf tentesi gibi saçaklı kirpik takar mı? Hadi özel bir gece motivasyonuyla kirpiği anladık (anlamadık) diyelim, o kafasındaki taçvari aparat? Evet o bir aparat. Ona aksesuar diyemeyiz. Herhalde lohusalık günlerine gönderme yapmak istedi de, keşke istemeseydi.
Nişan seremonisindeki gururlu kayınvalide ceketi belki denim bir kombinle cool hale gelebilirdi. Tatlı prenses elbisesi ise gladyatör sandaleti, postal giyseydi ‘Gonca’lık bir stil’ söz konusu olabilirdi. Ama ayakkabılarının bir pop art konseptli moda çekiminde dekoratif amaçlı kullanımı dışında oluru yok. Grunge stil için fazla cici, eklektik bir kombin için fazla karışık, Gonca Vuslateri içinse fazla kokoş.
Bizim aklımızda Gonca Vuslateri dediğimizde Edith Piaf kadar zarif, bir rock yıldızı kadar asi, zamansız bir sürreal tablo kadar renkli kimliği beliriyor. Lütfen bu kombinini küçük bir nazar boncuğu kabul edelim, aklımızdaki kostaklı imajına zarar vermeyelim.