119. Birim’in Nasrallah’a Yönelik Saldırısı: İsrail’in Suikast Doktrini
İsrail’in Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ı öldürdüğünü duyurması, Ortadoğu’da geniş yankı uyandırdı. Bu kritik suikast, İsrail Hava Kuvvetleri’ne bağlı 119. Birim, diğer adıyla “Yarasa Filosu” tarafından gerçekleştirildi. İsrail’in en deneyimli ve stratejik hava filolarından biri olan 119. Birim, F-16I Sufa savaş uçaklarıyla bu operasyonu gerçekleştirdi.
İsrail, bölgedeki tehditleri etkisiz hale getirmek ve ulusal güvenliğini sağlamak için suikastları uzun yıllardır bir strateji aracı olarak kullanıyor. Nasrallah’a yönelik bu saldırı, İsrail’in Ortadoğu’daki etkili operasyonlarının bir başka örneği olarak tarihe geçti.
119. Birim (Yarasa Filosu) ve Tarihi
119. Birim, İsrail Hava Kuvvetleri’nin en eski ve en stratejik filolarından biridir. 1950’lerde kurulan filo, zaman içinde Gloster Meteor uçaklarıyla operasyonlarına başlamış, daha sonra Vautour II ve McDonnell Douglas F-4 Phantom II gibi daha gelişmiş uçaklarla donatılmıştır. 1990’larda F-16I Sufa savaş uçaklarının filosuna katılmasıyla birlikte filo, hem hava üstünlüğü hem de kara saldırı görevlerini üstlenebilme kabiliyetine sahip olmuştur.
F-16I Sufa, İsrail için özel olarak tasarlanan gelişmiş radar ve elektronik harp sistemleriyle donatılmış bir modeldir. Geniş operasyonel kabiliyeti ve uzun menzilli hedefleri vurma kapasitesi ile 119. Filo, İsrail’in bölgede stratejik üstünlük elde etmesine büyük katkı sağlamaktadır. Filonun Ramon Hava Üssü’nde konuşlanması da İsrail’in askeri operasyonlarına hızlı yanıt verme kapasitesini artıran önemli bir faktördür.
En Önemli Operasyonlardan Biri: Operasyon Orchard
- Filo’nun tarihteki en dikkat çekici operasyonlarından biri, 6 Eylül 2007’de Suriye’deki Al Kibar nükleer tesisine yapılan saldırıdır. İsrail’in, ABD ile ortak istihbarat çalışmaları sonucunda gerçekleştirdiği bu operasyon, Suriye’nin nükleer silah geliştirme kapasitesini engellemek amacıyla düzenlendi. F-16I Sufa jetleriyle Suriye hava sahasına giren İsrail savaş uçakları, gelişmiş elektronik harp sistemleri kullanarak Suriye radarlarını devre dışı bıraktı ve hedefi başarıyla vurdu. Bu operasyon, uluslararası alanda büyük yankı uyandırdı ve İsrail’in bölgedeki askeri gücünü bir kez daha gözler önüne serdi.
F-16I Sufa: İsrail’in Vazgeçilmez Uçağı
F-16I Sufa, İsrail’in hava savunma stratejisinde kilit bir rol oynayan, çok işlevli bir savaş uçağıdır. Hem hava üstünlüğü sağlama hem de kara saldırı operasyonlarında kullanılan bu uçaklar, uzun menzilli operasyonlar için geliştirilmiştir. F-16I Sufa’nın en büyük avantajlarından biri gelişmiş radar sistemleri ve hassas güdümlü mühimmat taşıma kapasitesidir. İsrail, bu uçaklarla Lübnan, Suriye, İran gibi ülkelerdeki stratejik hedeflere yönelik çok sayıda operasyon gerçekleştirmiştir. Sufa jetleri, aynı zamanda elektronik savaş sistemleri sayesinde düşman radarlarını etkisiz hale getirme yeteneğine de sahiptir.
İsrail’in Ortadoğu’yu Karıştıran 10 Suikastı
İsrail, tarihte birçok kritik suikast gerçekleştirmiştir. Bu operasyonlar genellikle terörist liderleri, nükleer bilimcileri ve askeri liderleri hedef almış ve Ortadoğu’nun jeopolitik dengelerini sarsmıştır. İşte İsrail’in gerçekleştirdiği en dikkat çekici 10 suikast:
1. Adolf Eichmann’ın Yakalanması
1960 yılında İsrail’in en ünlü istihbarat operasyonlarından biri, Nazi subayı Adolf Eichmann’ın Arjantin’den kaçırılmasıydı. Holokost’un mimarlarından biri olan Eichmann, II. Dünya Savaşı sırasında toplama kamplarında Yahudi soykırımından sorumluydu. Mossad, Eichmann’ı uzun bir takipten sonra yakalayıp İsrail’e getirdi. Eichmann, burada yargılanarak idam edildi.
2. Tanrı’nın Gazabı Operasyonu
1972 Münih Olimpiyatları’nda Filistinli Kara Eylül grubu tarafından İsrailli sporcuların öldürülmesinin ardından İsrail, Tanrı’nın Gazabı Operasyonunu başlattı. Bu uzun süreli suikast kampanyası, Münih saldırısıyla bağlantılı kişileri hedef aldı. Bu isimlerden biri, 1979’da Beyrut’ta öldürülen Ali Hasan Selame idi.
3. Şeyh Ahmed Yasin
2004 yılında İsrail, Hamas’ın kurucu lideri Şeyh Ahmed Yasin’i Gazze’de bir hava saldırısıyla öldürdü. Bu suikast, Hamas’a büyük bir darbe vurdu ve Arap dünyasında geniş çapta tepki topladı.
4. Ebu Cihad
Fatah’ın kurucularından biri olan Ebu Cihad, 1988’de Tunus’ta İsrailli komandolar tarafından öldürüldü. İsrail, Cihad’ı Sahil Yolu Katliamı dahil birçok saldırının sorumlusu olarak görüyordu.
5. İmad Muğniye
Hizbullah’ın üst düzey komutanı İmad Muğniye, 2008’de Şam’da bir araba bombasıyla öldürüldü. Muğniye, 1983’te Lübnan’daki ABD Deniz Piyadeleri kışlasına yapılan bombalı saldırının arkasındaki isimdi. İsrail, suikastın arkasında olmakla suçlansa da resmi bir açıklama yapmadı.
6. Mahmud El-Mabhuh
2010 yılında Hamas’ın askeri komutanı Mahmud El-Mabhuh, Dubai’deki bir otel odasında öldürüldü. Bu suikastın Mossad tarafından düzenlendiği yaygın bir şekilde düşünülüyor, ancak İsrail resmi olarak sorumluluğu üstlenmedi.
7. Fathi Şikaki
Filistin İslami Cihad (PIJ) lideri Fathi Şikaki, 1995 yılında Malta’da Mossad ajanları tarafından vurularak öldürüldü. Şikaki, İsrail’e karşı düzenlenen birçok intihar saldırısının arkasındaki isimdi.
8. Yehya Ayyaş
“Mühendis” lakaplı Yehya Ayyaş, Hamas’ın en önde gelen bomba yapımcısıydı. 1996 yılında cep telefonuna yerleştirilen bir bombayla öldürüldü. İsrail, Ayyaş’ın intihar saldırılarını organize etmesinden dolayı uzun süredir peşindeydi.
9. Muhammed Süleyman
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın danışmanı olan Muhammed Süleyman, 2008’de bir sahil tatil beldesinde keskin nişancı ateşiyle öldürüldü. İsrail, bu suikastın arkasındaki güç olarak görülüyor.
10. Muhsin Fahrizade
İsrail’e atfedilen en önemli suikastlardan biri, 2020 yılında İranlı nükleer bilimci Muhsin Fahrizade’nin öldürülmesiydi. Fahrizade, İran’ın gizli nükleer programının başında bulunuyordu ve suikast, İran’ın nükleer çalışmalarına büyük bir darbe vurdu.
İsrail’in Önleyici Saldırı Doktrini ve Hedefli Suikastlar
İsrail, yıllardır ulusal güvenliği tehdit eden kişileri hedef alan suikastlar düzenleyerek bu tehditleri etkisiz hale getirmeyi amaçlıyor. Bu strateji, özellikle Ortadoğu’daki terörist liderler, askeri komutanlar ve nükleer bilim adamlarını hedef alıyor. İsrail, bu tür operasyonların ulusal güvenlik stratejisinin önemli bir parçası olduğunu savunuyor.
“Kalk ve Önce Sen Öldür” felsefesi, İsrail’in bu tür operasyonlara yaklaşımını özetleyen bir doktrin olarak bilinir. Talmud’a dayanan bu öğreti, birisinin sizi öldürmeye gelmesi halinde önce sizin onu öldürmeniz gerektiğini vurgular. İsrail, bu doktrini benimseyerek, bölgedeki tehditlere karşı sürekli tetikte olma politikasını sürdürüyor.
Bu suikastlar, İsrail’in Ortadoğu’daki stratejik gücünü pekiştirmiş, bölgedeki dengeleri sarsmış ve İsrail’in ulusal güvenlik politikasının temel taşlarından biri haline gelmiştir.